Geçmişten Geleceğe Mağusa (Popüler ve Sözlü Tarih Üzerine Yazılar)
Yazar: Okan Dağlı
Yayınevi: Mağusa İnisiyatifi Yayınları
Tür: Genel Konular / İnceleme-Araştırma
Sayfa sayısı: 258
Kapak türü: Karton
Kağıt türü: 2. Hamur
Dil: Türkçe
Baskı: 2021 / 2. baskı
Kıbrıs kitabı
Barkod: 9789963295326
“Bu kitap, tarihi, sosyal ve kültürel geçmişi ile beraber, gelecek yıl 2300 yaşına basacak bu Ortaçağ şaheseri kentin sadece dünden günümüze değil yarınlarına da ışık tutabilecek bir çalışmasıdır. Mağusa’nın kurulduğu günlerden itibaren, nerelerden geçip bugünlere ulaştığı, hangi medeniyetlerin izlerinin hala daha buralarda bulunduğunu, kentin çok kültürlü bir yapıya nasıl ulaştığını bu kitapta okuyabilirsiniz. Sosyal ve kültürel değerlerimizi, yaşam şeklimizi, insanların dostluklarını anlatmak gelecek kuşaklara bırakacağımız çok önemli bir kaynak olacaktır” -Okan Dağlı
Kitaptan Bazı Bölümler:
"...Mağusayla ticaret yapan ve para kazanan zengin insanlar, burayı bir kilise yada ibadet ‘cennetine’ dönüştürürler adeta... Latinler, Nasturiler, Maronitler, Süryaniler, Lüzinyanlar, Venedikliler, Cenevizliler, Yunanlılar, Bizanslılar, Osmanlılar, İngilizler ve daha niceleri gelip geçer Mağusa’dan... Ayrıca, XVI. Yüzyılda çok farklı dinlerin yanında on bir farklı dilin de konuşulduğu bir kent olur Mağusa... Latince, Ermenice, Süryanice, İtalyanca, Maronitçe, Yunanca, İngilizce, Hintçe, Makedonca (ya da Arnavutça), Antik Mısırca ve Fildişi Sahili dillerini konuşan medeniyetlerin ve toplumların insanları kentin çok kültürlü mozaiğine renk katar buralarda..." (Sayfa 28)
"...Kıbrıs’taki tüm farklı toplumların oluşturduğu mozaik bir yapının ta kendisini Mağusa Suriçi’nde de gözlemlemek mümkündü. Kıbrıslı Türkü, Rumu, Ermenisi ya da Latini, Suriçi’nde beraber yaşıyorlardı... Dr.Niyazi Manyera'nın ilk hekimlik yıllarında Kıbrıs'ta ve özellikle Mağusa'da oldukça yaygın görülen Sıtma ve Tifo hastalığının tedavisini, doktor ile Suriçi'nin tek eczacısı Garulla beraber başardılar demişti Kayhan Abi..." (Sayfa 50-53)
Mağusa’da yaşamının son kesitini geçiren Prof.Dr.W.Dreghorn Mağusa’yı şöyle tanımlamaktadır: “...Mağusa şehri, Akdeniz’in doğu sahillerinde bulunan Ortaçağ mimarlığının en güzel örneklerinden biridir. Carcassone ve Dubrovnik’in eski şehirlerine benzer. Kıbrıs’ın büyük açık müzesidir. Bu kadar fazla tarihi ilginçlik, sadece burada var. Bir turist arkadaşına şunu söylemişti. Mağusa’yı görmelisin, şımarıp bozulmamıştır. Yüksek binalar ve oteller, tarihi binaların yanında, cüce kalmışlardır.” (S.153)